Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | küme içinde | aheap adv. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Math | ||
Math | elemanlarından herhangi ikisinin kümenin içinde bulunan bir çizgiyle birleştirilebildiği (küme) | connected adj. |
Math | (belirli bir noktaya uzanan küme) doğrudan alan içinde kalan | starlike adj. |
Astronomy | ||
Astronomy | samanyolu'nun içinde bulunduğu süper küme | laniakea supercluster n. |
Botanic | ||
Botanic | bir küme içinde üreme organı oluşturmak | tassel n. |
Botanic | bir küme içinde üreme organı oluşturmak | tassel n. |
Botanic | bir küme içinde üreme organı oluşturmak | tassel n. |
Botanic | mercan kırmızısı taç yaprakları içinde küme halinde sarı ercikleri olan güney afrika bitkisi | cape tulip (haemanthus coccineus) n. |